Özet Bu çalışmanın amacı, güvercinlerde uygun yaşama şartlarının sağlanması ile bazı temel bakım ve besleme kurallarını incelemektir. Güvercin en azından 5.000 yıl önce evcilleştirilmiş ve ilk olarak beslenme amacı ile kullanılmıştır. Çivi yazısı keşfedildikten sonra, güvercin uzun bir dönem boyunda mektup haberleşmesi için kullanılmıştır. Günümüzde güvercin genellikle hobi ve yarış amacı ile yetiştirilmektedir. Güvercin yetiştiriciliğinde uygun barınak, ışık, havalandırma, nem ve sıcaklık temin edilmelidir. Kanatlı hayvanlar içinde en hızlı büyümesine sahip olması sebebi ile güvercin bazı ülkelerde beslenme amacı ile de yetiştirilmeye devam edilmektedir. Etçi güvercin yetiştiriciliği Türkiye için de düşünülebilir.
Barınak Güvercinler için barınak söz konusu olunca akla çeşitli şekillerde yuvalar, kafesler ve kümesler gelir. Bu barınaklar, kişinin maddi olanakları elverdiğince çeşitli ebat ve şekillerde olabilir. Burada önemli olan, güvercin için ideal barınma ortamının sağlanmasıdır. Güvercin barınakları evin bir bölümü, bahçe, tavan arası, dam ve teras gibi herhangi bir uygun ortamda kurulabilir (Mosca, 2011a ). Bahçe, dam ve teras gibi açık ortamlarda kurulan kümeslerin tabanını yerden kesmek ve bir miktar yüksekte inşa etmek, kümes tabanının kuru kalması ve mikropların üremesini engelleyici işlev görür. Güvercin yetiştiricilerinin özen göstermediği bir detay, yüksek paralar harcayıp güvercinlerini satın aldıkları halde, onların barınacağı barınağı çok ucuz ve kalitesiz malzemelerden yapmalarıdır. Barınakta güvercinler için yeterli alanın planlanması önemli bir konudur (Bozkır, 2006). Her yetiştirici belli bir alanda maksimum güvercin yetiştirmek ister, çünkü bu durumda masraflar azalır. Ancak masrafı azaltmak uğruna, belli bir alana gereğinden fazla güvercin koymak, güvercinlerin verimini ve sağlığını olumsuz etkiler (Savaş, 2006a ; 2006b ). Güvercin barınakları planlanırken, çok değerli olan güvercin gübresinin zayi edilmesi önlenmelidir. Osmanlılar zamanında “koğa” adı verilen güvercin gübreleri önemli bir ihraç maddesi idi. Osmanlı arşiv belgeleri, yurt dışına ihraç edilen güvercin gübresinden önemli miktarda gelir sağlandığını ortaya koymaktadır. Yurt içinde tüketilen güvercin gübresi ise Kapadokya bölgesindeki üzüm bağları, Kayseri yöresinde boya sanayinde kullanılan cehri bitkisi üretiminde, Diyarbakır yöresindeki karpuz üretiminde kullanılmıştır. Güvercin gübresi üretmek için özel şekilde tasarım ve inşa edilen yapılara Kayseri’de “güvercinlik”, Diyarbakır’da ise “boranhane” adı verilmekte idi
Işık Barınakları kurarken, cephesini en fazla güneş ışığı alacak şekilde ayarlamak önemlidir. Bu yüzden eğer ortam uygun ise, barınağın ön cephesi güney veya güneydoğu yönüne bakmalıdır. Eğer güvercinler evin bir bölümü veya çatı gibi kapalı bir yerde ise, o zaman güvercinin bulunduğu ortamın güneye veya güneydoğu cephesine bakmasına dikkat edilmelidir. Böylece sabahın ilk ışıklarının güvercinler üzerine düşmesi sağlanmış olur. Bunun en önemli faydası, gece boyunca soğumuş olan kümesin kısa zamanda ısınmasıdır (Mosca, 2011c ). Güvercinlerin bulunduğu barınağın güneşi en fazla alacak şekilde planlanmasının başka bir önemi de, özellikle yavrular içindir. Büyüme hormonunun salgılanabilmesi için esansiyel olan D vitamini organizma tarafından ancak güneş ışığı altında sentezlenebilir. Böylece büyüme ideal hızda olur (Yılmaz, 2008). Ayrıca güneş gören ortamlarda, havadaki nispi nem ve zemindeki ıslaklık kısa sürede normal seviye iner. Bu ise, ortamdaki mikropların üremesini engelleyici etki yapar. Sıcaklık Güvercinlerin barınaklarındaki sıcaklık ne olmalıdır sorusu önemlidir. Bu sorunun en basit cevabı, insanın rahat ettiği iklim şartlarında güvercinler de rahat eder. Bu yüzden çok soğuk havalarda, güvercinlerin fazla üşümesinin önüne geçilmeli; çok sıcak havalarda ise barınak içi serinletecek önlemler alınmalıdır. Soğuk havalarda gereksiz yere kapı ve pencere açmamak dahi yeterli bir önlem olabilir. Aşırı sıcak havalarda karşılıklı pencere açarak hava cereyanı sağlamak, barınağın önüne gölgelik yapmak gibi önlemler pratik çözüm çareleri olarak düşünülebilir (Mosca, 2011a ). Nem Aşırı nem güvercin barınaklarında mikrop üremesini kolaylaştırır. Nem oranının normalden az olması ise, tozlanmayı artırır ve güvercinlerde bir takım solunum yolu başta olmak üzere, bazı rahatsızlıkların çıkmasına neden olur (Türkyılmaz, 2008). Güvercin barınaklarında ve yaşadıkları diğer ortamlardaki nem oranının uygun değerlerde olması, başarılı bir güvercin yetiştiriciliği için gereklidir (Mosca, 2011a ). Havalandırma Havalandırmanın barınaklarda sağlanması nispeten zordur. Çünkü havalandırma için barınağın penceresi veya bir kısmı açıldığında, hava şartlarının soğuk olduğu zamanlarda barınağın iç sıcaklığını ayarlamak zorlaşır. Sıcaklığı artırmak için barınak kapalı tutulduğu zaman ise barınak içi ortam havasız kalır. Bu ise güvercinlerin sağlığını direkt olarak etkileyen bir durumdur. Bu olumsuz durumu ortadan kaldırmak için en pratik çözüm, barınağın rüzgâr almayan bir cephesine elektrikle çalışan herhangi bir havalandırma fanı veya aspiratör/vantilatör yerleştirmektir. Ayrıca barınağın tavanında açılacak uygun büyüklükte bir baca ile barınakta istenmeyen CO2, zararlı ve zehirli gazlar ile kötü kokuların dışarıya çıkması sağlanmalıdır. Dikkat edilmesi gereken en önemli konu, havalandırma sağlarken, barınak içinde hava cereyanı meydana getirmemektir. Hava cereyanı kuşların hastalanmalarına yol açabilir (Öncel ve ark., 2001). Barınak hijyeni Barınakta sağlıklı bir ortam sağlamak için barınak temizliği ve dezenfeksiyonu birlikte ve sık sık yapılmalıdır. Kimi yetiştiriciler güvercin barınaklarını her gün veya birkaç günde bir temizlemektedir. Bazı yetiştiriciler “güvercin dışkılarını temizlemediğim zaman, kümes daha sıcak ve güvercinler daha sağlıklı oluyor” gerekçesi ile güvercin dışkılarını olduğu gibi bırakırlar. Bilimsel ve modern bir güvercin yetiştiriciliğinde böyle bir uygulamanın yeri olmamalıdır. Güvercin dışkı ve yem artıklarından meydana gelen yığının barınak içinde kalması, mikropların üremesi için çok uygun bir ortam doğurur. Bu yüzden güvercin barınakları günlük, günlük olmasa da iki günde bir temizlenmelidir. Eğer güvercin sahibinin diğer işlerinin yoğunluğu nedeni ile taban temizliği sık sık yapılamıyorsa, uygulanması gereken en
Yavru bakımı Güvercinlerde kuluçka süresi ortalama 17 gündür (Petek, 2004). Bu sürenin sonunda yumurtadan çıkan güvercin yavrularının ilk hafta gözleri kapalıdır. Vücutlarında telekli tüy yerine, hav tüyü olarak adlandırılan tüyler bulunur. Yavrular yumurtadan çıktıklarında kendi başlarına beslenemezler. Yeni yumurtadan çıkmış yavru ilk hafta, ana ve babanın kursağında salgılanan, yörelere göre değişik adlarla anılsa da, genellikle Anadolu’da maya olarak adlandırılan bir besin ile beslenirler. Bu besine bilimsel literatürde “kursak sütü” ya da “güvercin sütü” adı verilir (Anonim, 1986; Anonim, 1992a ; Anonim, 1992b ; Anonim, 1993a ; Anonim, 1993b ; Petek, 2004). Daha sonra yavrulara, yavaş yavaş ana ve babanın kursağında ıslatılmış dane yem verilmeye başlanır. Yavru döneminde ebeveynlerin beslenmesine özen göstermek gereklidir. Her ikisi de sabah ve akşam olmak üzere, günde iki kez yemlenmelidir (Bozkır, 2006). İlk hafta kursak sütü ile beslemenin bitmesine paralel olarak, yavrular tüylenmeye başlar. İkinci hafta boyunca, yemleri kursakta ıslatıp, yavruya verme süreci devam eder. Yavrular iki haftalık olunca, yavruların önlerine yiyebilecekleri incelik ve kalitede yem bırakılmalıdır. Yem yemeye başlayan yavruların önünde, yemi ile birlikte mutlaka yeterli miktarda su da bulunmalıdır (Bozkır, 2006). Besleme Güvercinlerin diğer evcil çiftlik hayvanlarına göre daha ufak yapılı olması ve az yem tüketmesi nedeni ile yemlerinin hazır alınmasında veya en azından yemler bilgisi, besin maddeleri, rasyon yapım tekniği gibi lisans derslerini almış yetkili birine yemin hazırlatılmasında veya danışılmasında büyük fayda vardır. Çünkü yem rasyonlarında ideal karışımın hazırlanması ve enerji değeri, ham protein, ham selüloz, ham kül, mineral maddeler gibi hayati öneme sahip kriterlerin tutturulması, yavruların ideal bir büyüme sağlaması, yetişkin kuşların ise sağlıklı olarak hayatını devam ettirmesi bakımından önemlidir (Öncel ve ark., 2001). Örneğin yem karışımı hazırlanırken hububat türü enerji maddelerinin rasyona fazla eklenmesi sonucunda bilhassa yetişkin kuşlarda yağlanma problemi görülebilir Yem karışımında protein içeren baklagillerin az katılması ise, yemde proteinin ideal değerden az olmasına yol açar ve yavru ve genç kuşlara böyle bir yem maddesinin verilmesi durumunda, sağlıklı bir büyümeden bahsedilemez. Yem karşımı hazırlanırken kalsiyum kaynağı olarak kullanılan mermer tozunun az katılması durumunda, genç hayvanların kemik gelişimi geri kalacağı gibi, yumurtlama sezonuna girecek dişi kuşların ise yumurta verimlerinin düşmesine neden olur. Çünkü yumurta kabuğunun ana maddesi kalsiyumdur
Hasta ve yaralı bakımı Hasta ve yaralı kuş için ilk önce yapılacak iş, yara veya hastalığını teşhis ve tedavi yoluna gitmektir. Daha sonra kuşu barınakta mümkün olan en sessiz, tenha ve güvenli köşeye yerleştirmelidir. Kuşun yerleştirildiği yer ayrıca barınağın en sıcak bölgesi olmalıdır. Çünkü hasta ve yaralı kuşlar düşük sıcaklıklardan daha kolay etkilenirler. Hasta ve yaralı kuşun hareket yeteneği kısıtlı olduğundan, diğer kuşların ve barınağa girmesi muhtemel diğer zararlı hayvanların zararından korumak önemlidir. Yiyeceğinin ve suyunun temiz olmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca hareket kabiliyetinin kısıtlı olması dikkate alınarak, hasta veya yaralı kuşun yiyecek ve suya çok kolaylıkla uzanabilecek bir pozisyonda olmasına dikkat edilmelidir (Branson ve ark., 1994). Etçi güvercin yetiştiriciliği Türkiye’de alışılmış bir uygulama olmasa da, zamanında Osmanlı padişahlarının menüsünde saygın bir yeri olan güvercinlerin, gelecekte Türkiye’de yine bir gıda maddesi olabilecekleri düşünülmelidir (Haydaroğlu, 2003; Bilgin, 2004; Işın, 2009; Keskin, 2010). Günümüzde yurt dışında, büyük çapta etlik güvercin yetiştiriciliği yapan ülkeler bulunmaktadır (Sarıca ve ark., 2003). Güvercin gelecekte, stratejik bir gıda maddesi konumuna gelebilir. Çünkü güvercin kuş türleri içinde en hızlı büyüyen türdür. Güvercinin kuluçka süresi oldukça kısa olup, ortalama 17 gündür (Petek, 2004). Bir çift güvercinden bir yılda 10-14 yavru büyütülebilmektedir. Yavru güvercinler 26-30 günlük yaşta 500 gr canlı ağırlığa ulaşmakta ve pazarlanmaktadır. ABD’nde “squab production” olarak adlandırılan etçi güvercin yetiştiriciliği en yaygın olarak Victoria Eyaletinde yapılmaktadır. Etçi güvercin yetiştiriciliği özellikle İtalya, Fransa, Belçika ve Macaristan gibi bazı Avrupa ülkelerinde yaygındır. ABD’nde güvercin ıslahına ilişkin ilk çalışmalar 1901 yılında gerçekleştirilmiş, 1902 yılında ise 1.000 başlık ilk etçi güvercin yetiştirme çiftliği kurulmuştur. 1907 yılında ise bu tip etçi güvercin yetiştiren işletmelerin sayısı 100’ü bulmuştur (Sarıca ve ark., 2003). En yaygın etçi güvercin ırkları olarak King, Carneau, Mondaine, Renkli Teksas ve Homer (Posta/Yarış) sayılabilir. King ırkı geniş göğsü ve yüksek döl verimi ila tanınmıştır. Ergin canlı ağırlık ortalama 800 gr civarındadır. Carneau ırkının anavatanı Fransa’dır ve ergin canlı ağırlık yaklaşık olarak 650-700 gr civarındadır. Mondaine ırkı Fransa ve İsviçre kökenli olarak bildirilmiştir ve minimum ergin canlı ağırlık dişilerde 800 gr, erkeklerde 900 gr civarındadır. Bakım ve besleme durumuna göre canlı ağırlık oldukça yukarılara çıkabilmektedir. Renkli Teksas güvercini 1950’li yıllarda ABD’nde renkli King ile Mondaine ırklarının melezlenmesi ile elde edilmiş bir güvercin ırkıdır. Ergin canlı ağırlık 600-900 gr arasında değişmektedir. Homer ırkı Türkiye’de posta veya yarış güvercini olarak tanınan bir güvercin ırkıdır. Hızlı büyüme, yüksek yemden yararlanma kapasitesi ve ağır yapılı vücutları ile en popüler etçi güvercin ırklarındandır (Sarıca ve ark., 2003). Gıda gereksiniminin sürekli arttığı dünyada etçi güvercin yetiştiriciliği öncelikle zooteknistler tarafından üzerinde durulması gereken konulardan birisidir.