Bu bilimsel yazının meseleyi tamamen çözmesi benzer biçimde bir iddiası yoktur. Bu yazı, hemen hemen bilimsel temellik kazanmamış göz işareti teorisi tartışmalarından farklıdır ve tayyare kanadı yapıcıları tarafınca da denenmiş/yapılmış olması buna avantaj sağlar.
Göz işareti teorisinde araştırılan nesne, destek olarak en iyileri seçme ve kılavuz olarak üremenin fizyolojik karakteristliklerini keşfetmektir.Son gözlem daima başarı göstermiş olur, Güvercinle uğraşanlar için başlangıç ve son bunun içinde bulunur.Yinede biz bu testle pek memnun olmadık.Bir oldukça yarış gününde fena güvercinle beraber iyi güvercin de kaybederdi, bunu bir talih olarak kabul etmeliyiz ve heralde de kalitesizlik bir kaç kuşun makul süre da eve varmasında büyük bir rol oynamaz.
Mevzunun içine dalmadan ilkin buradaki hiçbir şeyin anlaşılmasının kolay olmadığıdır. Bir yaşamın adandığı tüm bu gözlem emekleri burada bir araya getirilmiştir ve bunlar inanırım ki güvercin yetiştiricilerinin sorunlarını çözmeye yetecektir.
Birkaç madde düşünce vermek, çoğumuz için kanat teorisinde neye ne kadar gereksinim duyduğumuza karar vermemizde ve bilhassa potansiyel yarış kıymeti olanlar için üreticileri seçmemizde yada denememiş kuşları seçmemizde destek olacaktır.
Gözlemler 3 değişik kuş kategorisi bulunduğunu gösteriyor:
- Kanat Çırpıcılar
- Yarı Kanat Çırpıcı Yarı Uçucular
- Uçucular ( yazı da gliders diye geçiyor sözlükte de motorsuz tayyare anlamında, suzulen dıye dusunebılırız)
- Kanat çırpıcılar kanatlarını çırparlar ve süratli bir halde zemine geri gelirken kısa bir süre için süzülürler.
- Yarı kanat çırpıcı ve yarı uçucular çoğu zaman kanatlarını kullanırlar, daha uzun bir süre süzülüp ve oldukça daha uzun bir mesafe ile zemine geri dönerler.
- Uçucular havayı kullanıyormuş benzer biçimde gözükürler ve rüzgar arkalarındayken alçalmayı ummadan kendilerini çok önemli bir yükseklikte korumaya çalışırlar; fakat o süre bile inişleri/alçalmaları oldukça yavaştır.
Mullenhof aşağıdaki kanat çırpıcılar serisini kanıtlamış/bulmuştur:
- Bıldırcın serisi
- Sülün serisi
- Serçe serisi
- Kumru serisi
- Kırlangıç serisi
- Karasağan serisi
O, böylece en zayıf kanat çırpıcıdan en iyisine gittikçe kalitesi artan bir sıraya soktu. Uçuş hızı artışı, ve onun süresindeki artış.Onun emek vermesi daha ileriye gidemedi bundan dolayı ne araştırdığını buldu. Üstelik o, yaşamının tamamını bu belgeleri toplamak için harcadı fakat bugün onun çalışmalarını bilen hepimiz onun güvercin yetiştiricilerine ışık tutan gözlemlerine dayalı sonuçlar çıkarabiliriz.
Mullenhof un serilerinden aşağıda bir kaç tane bulunmaktadır:
- Geniş uçuş tüyleri ilk olarak belirgin bir halde orak biçiminde kavis çizer, tamamen düzgünleşmiş noktaya doğru derce aşama daha çok düzleşir.
- Kanadın iç bükeyi, ilk olarak oldukça derindir, düzleşmiş noktaya ya da neredeyse düzleşmiş noktaya doğru azalarak kaybolur.Yüksek serili kuşlarda bu görülmez.
- Toplam taşıma yüzeyinin en geniş parçasını temsil eden geri kanat, bir tüy demeti kadar olan bir noktaya doğru çabukça büzülür/küçülür.
- Uçuş daha süratli ve daha uzun olduğunda kanat da daha uzun olur, bu nokta da ağırlığın kaldırıldığını hesaba kattığımızda kılıç kırlangıcının kanadı güvercinimizinkinden 3 kat daha uzun olur.
Uçucularda kanat iskeleti kitaplardan daha uzun olmaya meyillidir, bu yüzden en iyi kanat çırpıcılarda kanat iskeleti daha kısa olmaya meyillidir. Bu gerçek burada bir uçuş mekanizması bulunduğunu ve değişik performansları üreten değişik mekanik faktörlerin bulunduğunu akla getiriyor.
Bıldırcın ve sülün ün kanat çırpışının güvercinden daha düşük bir hareket performansına haiz bulunduğunu ve güvercinin kanat çırpışının kılıç kırlangıcından daha düşük bir hareket performansına haiz bulunduğunu düşünebilirsiniz. Performanslar farklıdır bundan dolayı kanat kaliteleri farklıdır. Bu değişik türler içinde açık bir halde gözükür dahası kabak benzer biçimde ortadadır fakat şimdiki mevzumuz yarış güvercinlerinin uçuş mekanizmasıyla ilgili.
İlerlemenin esas prensibi olarak bir güvercinin yarış performansı kanat çırpışının kalitesine bağlı olacaktır. Çalışmamız ihtiyaç duyulan mevzu kanadın görevini iyi mi yerine getirdiğidir.
Hayvan bilimcileri kanatta daima bir etken bölümün bir de eylemsiz bölümün bulunduğunu gördüler ve emekleri şunları gösterir:
- Etken kanat yanda üst üste binen 10 temel kısımdan oluşur.
- Eylemsiz kanat tüylerden oluşur ikinciller ön kola bağlanmıştır.
Biz bu iyice basitleştirilmiş sınıflandırmayı destekleyebiliriz fakat buna lüzumlu değişimleri de daha çok ilerlemiş gözlemleri de ilave etmeliyiz.
- 4 geniş uçucu kanat tüyleri 7, 8 ,9, 10
- İlk 6 uçucu kanat tüyleri 1, 2, 3, 4, 5, 6
- Arka kanat ikincilleri/ ikincil arka kanat
- Kanadın iskelet yapısı
- Gücün deposu
- Gücün tüketicisi/kullanıcısı
- Lüzumlu kaldırma yüzeyinin ayarlayıcısı/düzenleyicisi
- Hızın tamamını etkileyecek olan ayarlayıcı kollar
Son 4 katmanın (tüy katmanı) kalitesi ve uzunluğu aşağı yukarı, yaratılmış girdabın kalitesine bağlıdır. Geri kanadın yüzey büyüklüğü daha büyük ya da daha azca kaldırma kolaylığına bağlı olacaktır.
Tecrübelerimiz bizlere gösteriyor ki geniş yüzey alanı olan bir geri kanat düşük hızlarda güvercine kuvvetli bir halde yardım eder fakat aynı süre da uçuş hızının artışına aşama aşama engel olur.
En geniş yüzey alanı, güvercinin kendi güvercinliğinin etrafındayken görülür, minimum yüzey alanı ise yarıştayken görülür.Peki bunun limiti nedir? Bu bir yönetme prensibi sorusudur.
Zayıf kanat çırpıcılarda ve bilhassa nadiren/seyrek uçan kuşlarda kanat iskeletinde ön kol ve kol uzundur. –They diminish in lenght as quality asserts itself to the point of being reduced to mere stumps in the swift,- fakat onlar umulmadık bir halde yarı uçucularda ve kanat çırpıcılarda ( geniş/büyük uçucularda en büyük gelişmeyi göstermeleri ile beraber) uzundurlar.
Pratikte kanat 4 bölüme bölünmüştür:
1 ve 2: Etken kanat, bu 10 büyük geniş tüy katmanlarıdır ve bunlardan bir tanesi ilk 6 katmanın ve son 4 katmanın farkı için bölünmeye zorlanır. 7. 8. 9. ve 10. katmanlar ilk 6 katmalar tarafınca kullanılacak olan enerjinin deposudur. Açıkça görülebilen 2 rol vardır ki bunlar uçuşa zarar vermekten ve dengeyi bozmaktan kaçınmak için muhteşem bir halde yerine getirilmelidir.
3: Geri kanat.Uçuşun tamamında etken olmayan/hareketsiz parçadır. O basitçe taşıma yüzeyi olarak iş görür. Havalanırken ve yere inerken onun geniş yüzeyi kuş için avantajdır fakat kanadındaki tüy katmanı ona engel olur dezavantaj teşkil eder.
4: Kanadın iskeleti, kaldırıcı/ayarlayıcı kolların uzunluğudur ve kanat kasları tarafınca hareket ettirilir. (Ötekiler tarafınca değil). Bu uzunluk manevra kabiliyetine/hızına bağlıdır. Hız kanadın ucuyla beraber her kat çırpışını tasvir eden/özetleyen elipse yakın bir biçim çizer.
Sorgulanması ihtiyaç duyulan bu fikirlerin doğru olup olmadığı ve uygulanabilir olanların gerçeklere uyanlarla bir netice çıkarılıp çıkarılamayacağıdır. Bakalım görmemiz olanak verecekler mi?
- Yarış kabiliyetinin sorgulanması
- Üreme kabiliyetinin sorgulanması
Amacımıza ulaşmak için aşağıdaki nitelikleri dikkate almak zorundayız.
- Kanat iskeletinin boyutu
- İçeri giren yerin ucunun değişken kalınlığı (Burada kanatla gövdenin birleştiği yerden bahsedildiğini düşünüyoruz.)
- Geri kanadın derinliği
- Geri kanadın hizası
- İlk tüy katmanının uzunluğu
- Geniş tüy katmanlarının kalitesi
- Son 4 tüy katmanının şekli/biçimi
- Son 4 tüy katmanının ucunun yuvarlaklığı
- Son 4 tüy katmanının hizası
- Son 4 tüy katmanının düzgünlüğü
- Kanadın uzunluğu
- Son 4 tüy katmanının üst üste binişi
1) KANAT İSKELETİNİN BOYUTU
Mullenhof’un serileri bizlere en kötüden en iyi kanat çırpıcıya kadar gidişi gösterir. Ön kol ve kolun uzunluğu uygun bir halde azalır.Örnek olarak devekuşunda kol gereksiz uzundur, baş ve ön kol da maksimumum küçülüş vardır. Albatroslarda bu havadayken büyük bir yön bulucudur, ön kol ve kol aynı uzunluktadır. Uzun ve süratli uçan fırkateyn kuşunda, kol hissedilir derecede ön kol dan kısadır, hızın üstadı olan kılıç kırlangıcında kol kütük benzer biçimde küçültülür??? Ve ön kol oldukça kısadır.
Kol ve ön kol un uzunluğunun küçültülmesi/küçültülmüş olması şaşırtıcı ve hayret verici bir gerçektir, el adım adım uzar ve o, kılıç kırlangıcında kanat iskeletinin gerisinden/üst tarafınca daha uzundur. Kuş ve insanoğlu için sıkça kullanılan kelimler bir tek kol, ön kol ve el değildir. Kanat iskeletine hızı ve karmaşık kanat çırpış hareketlerini veren kanadın bu parçalarını hareket ettiren kaslardır.
Bu işle uğraşanlar onu kuşun önündeki göğüs kasları bulunduğunu düşündüler ki o güvercin kasının yapabileceklerinin hesaplanmasında bir standart olarak kullanılmalıdır fakat onlar ağırlık kaldırıcının sırt ve göğüs kaslarıdır. Onlar olmadan kasların en oldukça efor sarf etmiş olduğu iniş ve kalkışlarda vücut zarar görebilir ve netice olarak iç organlarda karışıklığa sebep olur.
Peki göğüs kasları (ya da göğüsle ilgili olan) bir tek görevi inişte ve kalkışta mıdır? Uçuşun tamamında güvercin hızını alır almaz onların görevi boşa çıkar ya da hiçtir sıfırdır fakat bu fikri bir gerçek bozar. Göğüs kemiği kaslarının gelişimi kanat çırpışının hareket veriminde üstün bir rol oynar.
Uçuşun tamamında birleşmiş kasların eforu/çabası oldukça azdır. Bu gerçek kanat metodunun doğru bir halde anlaşılmasının temelidir ve güvercin yetiştiricileri tarafınca ciddiye alınmalıdır. Bu zor bir emek vermeden daha çok yararlanmanın sorunudur ve ne kadar iyi yaralanacağın kanadın kalitesine bağlıdır.
Ön kol ve koldan oluşan ayarlayıcı/kaldırıcı kollar kanat kasları tarafınca etken hale getirilir/çalıştırılır ve ayarlayıcı/kaldırıcı kolların orantılı uzunluğu kanat ucunun sıkıştırmaya (havayı) uygun zamandaki (ki burada elips şekli çizer) hızına bağlıdır.
Kanat ve motor da tüm motorlarda olduğu benzer biçimde bir sıkıştırma zamanı, bir ölü süre ve bir boşalma zamanı vardır. Kanat sıkıştırma zamanında en yüksek hıza ulaşır ki bunu yapmak zorundadır.
Üretilen güç daima eski bir mekanik metoda dayanır. F=MV1. M (kütle) uçuşun tamamında değişmez fakat V ayarlayıcı/kaldırıcı kolların uzunluğuna bağlı olarak değişebilir. Eğer 4 e eşit bir kütleniz var ise ve hız 2 ye eşitse:
MV(2)=4 X 2 X 2=16 Fakat eğer hızınız aynı kütle de 4 e eşit olursa: 4 X 4 X 4=64
Bu oldukça basitleştirilmiş hesap yardımıyla hızdaki mümkün olan artışla beraber elimizdeki güvercinin niteliklerini ya da en oldukça aranan nitelikleri oldukça ufak bir karşılaştırmayla görebiliriz.And since both length and angular dispalecement control this long lever arm, which is the hand finished with large primaries, to the wing tip, active part in the output of the wing flap will cover its ellipse at a speed proportional to the increase in angular dip in the unit of 1/10th of a second.
Eğer ön kol ve kol un kısalışı bir cinsten diğerine görülüyorsa, güvercinlerimizde her birinden bir diğerine bu oldukça kolay anlaşılabilir karakteristik farkın bulunacağını görmek {hiç de} oldukça kolay. Ön kolun 2 inch den kısa olması zor, hakkaten oldukça zor.Sadece ve sadece ön kolu 3 ¼ den geniş bulabilirsiniz.
Bahsedilen değişiklik/fark bu ufak ayrıntıya hususi olarak hakkaten çok önemli ve kanıtlanması kolaydır. Bu, inch in kesirine kadar ölçülmek zorunda olan öteki kanat niteliklerinden daha kolaydır. Biz ilk olarak ön kol ile uğraşacağız bundan dolayı kol un ölçülmesi oldukça daha zor olsa gerek. Bir kaç kural dışı ile beraber güvercinlerde ön kol ve kol un orantılı değerleri neredeyse asla değişmez.
Bundan 30-40 yıl öncesine kadar kol ölçüsü 3 ¼ olan güvercin bulmak zor değildi. 2 ¾ ölçüsünde olanlar ise büyük çoğunluktaydı. Bugün yukarıda bahsedilen güvercinlerin ilk tipi yok oldu ikinci olan ise hakkaten ender bulunur ya da bulunması olanaksız.2 ½ ölçüsünde daha çok olan tek (single) kol bulabilmeniz için 50-60 güvercinin elinizden geçmesi lazım. Yalnız bu daima için geçerli değildir fakat bir çok süre doğrudur.
Bu bir organ niteliklerinin uyarlama başarısıdır ve bu iş gereklidir. Bu bir başarıdır. Hatta meydana getirilen tek başarıdır. Eski güvercin yetiştiricileri bugünkü güvercinlerin eskilere gore uçuş süresinde ve hızında üstün olduklarını iddia ediyorlar. Bu doğrudur. Kuşku yok ki bu günün en iyi/en süratli güvercinleri geçmiştekilere gore üstün niteliklere haizdir ve gelecektiler bugünkülerden daha üstün olacaktır.
O bir uyum sağlayabilme başarısıdır yada ölme/ölüm sorunudur. Büyük/muhteşem uçucular orta sınıfın ya da orta derece haldeki olanların yaşamını oldukça daha zor kılar ve ötekiler gittikçe artan aralıklarla öldürülür. Bizim için kuşku yok ki mümkün olan en kısa kol için yetiştirmeliyiz ve ön kol un 2 inch den kısa olması için uğraşmalıyız. Güvercin yetiştiricileri çiftleştirmede dikkatli olmak zorundadırlar bundan dolayı karakter/kalite geçicidir ve en ufak bir direnmede bile kaybolur/yok olur. Bu daha uzun ön kol ile meydana getirilen çaprazlamadır. Eğer eşlerden bir tek birisi bu niteliğe sahipse bunu sabitlemek için güvercin(ler) bilimsel bir halde beslenmelidir. Bu sorun çekmeye kıymet.
Ölü bir güvercinin kanadını dikkatle incelemek, ön kol ve kol u tam olarak ölçmek oldukça kolaydır fakat bu yaşayan bir hayvanda kolay değildir, bilhassa ölçülecek olan kısım tüylerle kaplıysa. İki güvercin yetiştiricisi birbirlerine yardım ederek aynı ya da neredeyse aynı sonuçlara ulaşabilirler fakat bu karakter için inch in kesirleri o kadar da mühim değildir ve yapılacak en rahat şey uygulanabilir bir ölçüm yöntemi bulmaktır bilhassa ön kol için inch in kesriyle beraber.
Ön kol u ölçmek için sağ elinizin baş parmağının ucunu ön kol un uç/sınır noktasına yerleştiriniz. Bu nokta B dir. Kanadın dış kısmının naturel olarak işaret parmağınıza düşmesine müsaade edin ve ikinci eklem noktası ve ya ilk ve ikinci eklemler arasındaki birleşme yeri, kısaca hissedeceğin yer C noktasıdır. Eklem yerlerinin birleştiği yer aşağı yukarı 2 inch e eşittir. El ile direk temas eden yer ilk eklemdir. Bu rahat bir yöntemdir ve bir süre sonrasında sınav/imtihan için 2, nin kesrine gereksinim duyulur.
Ayarlayıcı/ kaldırıcı kolların parçaları/kısımları arasındaki ilişkide not düşmemiz ihtiyaç duyulan bir şerler var; bundan dolayı insan koluyla içinde bir fark var: Kuşların kol ve ön kollarının uçları kuvvetli bir bağla birleştirilmiştir. Netice olarak kanadın bu parçası bir üçgene benzer. Yinede kuşlarda insanlardakinden daha azca hareket özgürlüğü vardır. Fakat bu esnekliğine, zarifliğine ve bu üçlü kombinasyondan gelen itici gücün hareket güzelliğine fanatik olmayı engelleyemez.
İÇERİ GİREN KISMIN (UÇ KISMIN) DEĞİŞKEN KALINLIĞI (LEADİNG EDGE)
Rüzgar tünelindeki deneyler kavisli yüzeyin daha iyi netice verdiğini açıkça gösteriyor yada verilen havaya daha azca direnme gösterdiği elde ediliyor. Göz önüne alınan sorun ince pervane kanatlarıdır. Bununla beraber kasırga emek vermesi bizlere hava katmanları içinde bir çeşit içe giriş/içe işleme bulunduğunu gösterdi ve ince pervane kanatları tarafınca bir kesiliş olmadığını gösterir. Üstelik bu hava tabakalarının, geriden vücudu iten geri kanada doğru hareket ettiğini açıkça gösterir. Böylece asla karşı tazyik bertaraf edilmesi/elenmesi yoktur ve bu hava katmalarının basınçla karşılaşması daha uzun değildir. Yoğun/deliksiz sağlam vücut, ilerleyişinde daha azca dirençle karşılaşır, bu aerodinamiğin gözlemlerindendir ve araştırma aerodinamik biçim da geliştirildi.

Bir güvercinin ideal biçim etkenleri alttadır:
- Güvercin havada yatay olarak süzülmez.
- Sıkışmış havanın kaçışı son 4 iri tüyün içinden olur, kanadın tepesindedir ve arkaya doğru değildir. Uçuşta anlık hıza bağlı olarak güvercin vücudu yatayda aşağı yukarı salınım yapar, inişte ve kalkışta neredeyse dikey doğrultuda olduğu düşünülür. Bu salınım iki omuzun içinde bulunan noktada gerçekleşir. Bu gerçek denge savunucularını kızdırmamalı. O böylece ilk bakışta görülemez. Bu uçuş performansıyla bir ilişkisi olmayan aerodinamiğin sorunudur.
Bununla beraber eğer bir kanat çırpışı gözden geçirilirse, eğer bir kanat kırılmışsa ve Marey in yapmış olduğu benzer biçimde çözümleme edilirse ve eğer birleşmişse yada yavaş film vizyonu yardımıyla kanat ucunun, her bir kanat çırpışta vücudu ileri taşıyan parçası olduğu görülür.Bu hava katmalarına atak eden parçadır ve bu parçanın yuvarlaklığı daha çok ya da daha azca sızmaya/girişe (havanın) bağlıdır.
Burada aerodinamiğin bir doğrusuyla karşılaştık. İçe giriş/ işleme ön parçanın/ ön kısmın daha yuvarlak şeklinin daha çok kolaylık sağlayacak olmasıdır. Bir ihtimal ön/öndeki ucun kalınlığı kanat kaslarının kalınlığına bağlı olduğu düşünülebilir fakat bundan önceki örneğe bakıldığında kanat yapısının aynı olduğu görülecektir.Bu kaslar geriye doğru göç eder. Bu yüzden bir şeyler birazcık farklıdır.

Her bir kanat niteliği/ karakteri değişik bir rol oynar ve kimi zaman birkaç rol oynar. Eğer hız, ayarlayıcı/ kaldırıcı kolların kendi boyutu tarafınca ayarlanmışsa ki bunlar hıza muntazam bir karakteristik verir o süre kalınca ucun kendi yorgunluğunu eteleyici karakteri vardır.
Bununla birlikte bu özellik iyi, uzun mesafe güvercinlerinde bulunur ki bunlar 10 yada 12 saat asla yere inmende uçarlar. Her kanat çırpışta daha azca kaz gücü gereklidir ve bunun yarattığı tesir yukarıda da söylendiği benzer biçimde kolayca açıklanmıştır. Maalesef biz burada tüm bu yetiştirmemiz karakterler içinde en zor bulunan karakterle uğraşıyoruz. o şaşırtıcı bir kolaylıkla ortadan kayboluverir ve muhakkak elinizde bulunan bir dişiyle ve erkekle gelecek nesillerde bunu sabitlemek için çiftleştirmelisiniz.İlk çiftleştirme başka bir yöntemle yapılmıştı ve sihirmiş benzer biçimde kayboluverdi.
Meraklılar bir ihtimal tartışılan ikisinden hangisinin en mühim bulunduğunu sorabilir. İyi bir ön uç ve kusurlu bir kanat sonu başarısızlık anlama gelir fakat iyi bir kanat sonu ve ince ön uç kısa mesafelerde güzel/makul bir netice verir. Uzun mesafe yarışları için ise tam bir kanada gereksinim duyulur fakat gereksinim duyulan en açık karakter ise kalınca ön uçtur.
Eğer internasyonal yarışmalardan ilk 20 nin ve hız klub yarışmalarındaki ilk 20 yi bir araya getirebilirseniz farkına varacaksınız ki ilk çoğunluğun %100 ünün kalınca ön ucu bulunduğunu ve ikinci çoğunluğun ise büyük kısmının ince ön ucu bulunduğunu görmüş olacaksınız fakat birkaç tane de kalınca ön ucu olan bulabilirsiniz.



