Selamun aleykum dostlar Yurdumuza emsalsiz nadide bir güvercin soyu olan DÖNEK güvercinler beslendiği mahallerin değişik şive farklılıklarından, dönme vakasına bölgesel sözcükler kullanma doğallığından anlamı aynı, telafuzu değişik sözcüklerle ifade edilmesinden dolayı yanlış algılanmalara sebep oluyor. Döneklerin başlangıç milat ataları hep aynı soyun devamlarıdır. Değişen, değişik şeklinde görülen etken bir tek beslendiği mahalde ileri gelen dönek ustalarının ıslah etme amaçlarına bağlı olarak performans yada fizyolojik beklentilerince üretme çalışmalarıdır. Dönme eylemindeki beklentilerce meydana getirilen emek harcamalar neticesinde değişik biçim, değişik renk, değişik zeka kapasiteli, anatomi olarak ilk görüşte hepsinin aynı soydan geldiği belirgin olan dönekler dönek bölgelerimizde izlenir. Bursa Mustafa Kemalpaşa da yaşayan eski dönekçiler düz renk hakimiyetli, akkuyruk düz renk yada bir tek kanat uçları beyaz olan, sütbeyaz olup ensesinde yaması olan döneklere DOLAPÇIN derken Bursa ilimizde SELANİK diyorlardı. Burdur’da OYNAK diye adlandırılırken Ege’nin incisi dönek yatağı olarak malum İzmir ilimizde ve Ayvalıkta ise DÖNEK olarak anılır. İkamet edilen bölgesel şive farklılıklarına nazaran değişik tanımlamalar ortak lisan algılamasında anlaşılır olan DÖNEK terimini değiştirmez. Zira aynen Balkanlarda ve Avrupa vatanlarında DÖNEK sözcüğüne yakın terimler kullanıldığı biliniyor. Tam anlamıyla bir performans güvercini olan dönek güvercininin genetik özelliği dönme eylemini gerçekleştirmesidir. Bölgesel beklentilerce bu fiil fantazi uçuşlar sonunda bekleme adını verdiğimiz duruştan sonrasında gösterdikleri kendini resmen kuş görünümünden bir pervanenin devrine nazaran izlettiği görünümleri izlettirmesidir. Dönüşe girerken ve dönüş esnasında kanatlar, kuyruk ve gövdenin almış olduğu şekil doğrultusunda her insanın beğenisince takdirlenen değişik dönüş biçimleri izlenir. Dönme eyleminde etkenlerden en önemlilerinden biri, döneğin uçurulmuş olduğu mahalin arazi engelleri, rüzgara maruz yada esinti almıyor olması dönüşün gelişmesinde ve karekteristik özelliğin ıslahında farklılıkların oluşmasına sebep olur. Öteki bir sebepte dönek güvercinin her ne renk olursa olsun birbirini tamamlayan iki ana kolu vardır. Bunlar adeta birbirlerinin sigortalarıdır. Bu işimize gelsede gelmesede bu şekildedir. Baskın olarak zevklerimizce, büyüklerimizden bizlere aktarılan, onların deneyimlerince beklentiler bizlere bu dönek kolunun hangisine yöneleceğimizi şartlar. Amaç dönme eylemi ise illaki ıslah çalışmalarından beklentimiz, güvercinimiz uçtuktan sonrasında genetik karekterince menzile girdiğinde pırıltıya duyarlı olarak beklemeye geçmelidir. Eğitimli olan döneklerde bu arayış en oldukca beklenen artı harekettir. Bekleme sonunda pırıltıyı uygun değerlendiren seyisin bilgisiyle dönek güvercinimiz bunca zamandır almış olduğu talim ve terbiye sonunda maharetini ortaya sunar. Aksi etkenler, yanılgılı pırıltı olmadıktan sonrasında fiil keyifle izlenir. Dönek güvercinde dönme eylemine baskınlık ne kadar güçlendirilirse pırıltıya duyarlılık o denli artar ve dönüşçe bonkörleşir. Bunun aksi olarak ise güvercinlerimizde özgürce uçma isteği, bulutların içinde satlerce dolanma arzuları azalır. Öteki kümeslere yakalanmalar artar. Ben dönekçi değilsem yaşadığım mahal performanstan ziyade havada kalma süresi ve başka kümeslere yakalanmama, sadakat arzusu var ise ıslahım bu yönde gelişir ve performans kısırı, kendince göze hoş görülebilen çevirişlerde bulunabilir. Bu döneğin öteki kolunun baskın özelliğidir. Bakıcılar hür iradelerince ister akıllı, saatlerce bulutların içinde keyifle uçup yoruldukça birbirlerine spiraller şeklinde dolanarak, altlarında kalanlara nazire edercesine kısa kısa tutup bırakma hareketleri gösterenleri seçerler isterlerse dönme eyleminin en güzel görünümünü seyretmek için kostüme dikkat ederek en uyumlu, göze hoş gelen dönüşü izleyebilmek için ıslah çalışmalarına devam ederler.
Burada kafaları bulandıran bir hususi durum var. Fiziki eşgallerinden ayırt edilebilen iki kolun birbirleriye ıslah emek vermesi netice verirken döneğin kaplan varyetesi asla öteki dönek varyeteleriyle ıslaha uyum göstermez. Hırslıysak uğraşabiliriz fakat neticede çıkan emek verme yavruları bir süre sonra istem dışı performans görünümleri gösterirler. Bu melezleme emek vermesi bir tek soyun nefasetini bozmaktan ileriye geçmez. Kaplan, kaplandır bir tek düz arap ve nadiren düz kırmızı yavrular verebilir. Bunun haricinde değişik tonlarda çıkan rengarenk şeş desenleri kaplanın ilerleyen seneler içinde bilgili, bilinçsiz melezleme girişimlerinden sonrasında piyasaya doluşmuş vasıfsızlarıdır. Fizksel ilk görünüm hemen hemen yuvada yavru iken düz arap fakat parlak simsiyah arap olacak. Gelişimi ilerlerken ilkin gaga kenarlarından beyaz tüyler atmaya başlamış olacak, omuz başlarında çıkan seyrek pafta pafta 3-5 beyaz tüyle ergin kaplan oluşacak. Renk açıldıkça kanat telekleri ve kuyruklarında beyaz çıkarsa bu işaret onun öteki dönek kollarından herhangi biriyle melezlendiğini isbatlar. Kaplanında kendi içinde iki kolu vardır. Oniki kuyruklu kuyruküstü yağbezesi olan kaplanlar daha inatçı, yüksek uçuşlu, sıkarak sert dalıp, minik daireler yapanlarıdır. Uçkun ve zekidirler. Ondört ve daha çok kuyrukları olanlar alçak uçup daha cömert olanlarıdır. Bakıcının beklentisince bu iki varyete kendi içinde eşleştirilip ıslah emek vermesi yapılabilir. Düz mavi yavru kesinlikle vermez. Ara renkler çıkması imkansızdır. Kaplan havaya salınınca peşrev çekerek aheste kürek çeken bir edayla belirli menzilde dolanır. Yeri gelir kanat vurur, yeri gelir kayıklar. Takla yada çökme hareketi göstermez. Isınma turlarını bitirip ulaştığında verilen pırıltıya bağlı olarak tabiri caizse GÜLLE şeklinde tekerlek yapar eskilerin deyimiyle. Yaşlanmış alçak uçmaya alışmış kaplanlar otomobil tekeri kadar büyük dönüşler izletebilirler. Devir azlığında sallamalı fakat göze hoş görünen bozmadan dönüşü bitirenleride izlenir. Kaplan pırıltıya dönerse döner, dönmezse bir tek dahi kanat almaksızın sıkar yere iner. Düz mavi, kırmızı, beyaz, arap,v.s benzerlik gösteren kollarla bilinçsiz eşlenirde performans arttırılmaya gidilirse yavrular atak, oldukca uzun, kimi zaman sivri dönüşler izletirler. Fakat melezleme ile içinden çıkılmaz durum hasıl olur, düşme, çarpma, kilitlenme, yayma, bozma, takla, boşa kanat alma(fırfır) özellikleri izlenir.
Bakıcı bilgili ise kaplanı bir tek kaplan soyu güvercinler ile eşler. Kaplan genel anlamda zevk kuşudur hazzı olduğu süre performans izletir. En orjinallerinin iki yada üç yaşından sonrasında kapalı dönüş gösterdiği bilinir. Ensede, coşkun ve keyifli dönüşlerini izletirler. kesinlikle pırıltıya duyarlıdırlar.
Bu yazdıklarım Ayvalık’ta malum, tüm dönek mahallerince kabullenmiş olan asılları İzmirden merhum ustalar tarafınca getirilmiş olan belirli bir dönek soyudur. Şimdi yaşadığımız dönemde nadiren tek, tük yaşlı bakıcılarda var olsa da nesilleri körelmek üzeredir. Bunun sebebi başta bilinçsiz eşleme ve arkasından ise öteki dönek kollarının performans üstünlüğü ve dönüşteki renk ahenginin göze daha hoş görülmesidir. Ek olarak akbaş akkuyruk olan bir vasıfsız döneğin dahi pazarda kolay alıcı bulmasıda var. Akbaşların daha kolay dönüş bulması ve ziyaretçileri daha çok memnun etmeside bir sebeptir diyebiliriz.
Netice olarak diyeceğim Ayvalık’ta bu şekilde olabilir fakat öteki bir dönek meraklısı ilimiz Burdur’da bu şekilde olması gerekmez. Oradaki bakıcılarında bir mazisi, zamanı bir gelenekleri vardır. Hepimiz kendi bilgisince, doğrularınca elde olan vasıflarca özgürce hobisini yaşayabilir. Gelecek nesiller için asıllar muhafaza edilirse elbetteki en saygın olanıdır. Dönüş için bakıyorsak öteki mahallerden gelecek sözler, hoş olmayan yakıştırmalar bir kulaktan girer diğerinden çıkar. Birbirine uyum elde eden varyeteleri araştırıp bulmak, aslını bozmadan performansı arttırmak ortak beklenti olmalıdır. Yersiz münakaşa, kırıcı sözcüklerin gereği yoktur. Dileyen dilediğini besleyebilir. Bilgili olanı aslına bakarsan kimse aldatamaz, ergeç hepimiz gerçeği öğrenip bilgili güvercinci olacaktır. Şu geçici dünyada güvercinler vesilesiyle, bir araya gelip hoş sohbetler edip, kalıcı arkadaşlıklar sağlayabiliyorsak ne mutlu bizlere.
Tahir Sadan-Ayvalık